Çalışanlar, daha iyi çalışma şartları ya da daha fazla ücret alabilmek vb. gibi haklı sebeplerle şirket değişikliği yapabilmektedir ya da kendine yine aynı sektörde bir iş kurabilmektedir.Anayasamızın 48 maddesi de “ ÇALIŞMA VE SÖZLEŞME HÜRRİYETİ “ni belirlemiş olup ;
Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Şeklinde kişilerin çalışma özgürlüğünü Anayasal bir hak olarak belirlemiştir.
Ancak çalışanın , çalıştığı şirketten ayrılması, iş sözleşmesini sona erdirmesi halinde, özellikle rakip bir firmaya geçmişse eski işyerine ait özel bilgileri kullanması ya da eski işyerinin müşterileriyle yeni işyeri için iletişime geçmesi işverene ciddi anlamda bir pazar kaybı yaratıp zarar etmesine sebep olabilmektedir. Kendisi iş kurup yine kendi adına bu müşterilerle iletişime geçmesi halinde de aynı durum söz konusudur.
Rekabet etmeme yasağı çoğu zaman sadakat kavramıyla karıştırılmaktadır. Sadakat kavramı İş Kanunu’nun 25/II. maddesinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan durumlardır.İş kanunun bu maddesi sadece işçinin işyerinde çalışması devam ederken geçerli olmaktadır.Ancak iş sözleşmesi sona erdiğinde , işçinin işverene karşı sadakat sorumluluğu da bitmektedir.Bu durumda ancak Rekabet yasağı sözleşmesi imzalanmışsa, sözleşme bitse dahi işçinin sorumluluğu sözleşmedeki şartlar doğrultusunda devam edecektir.
Bu nedenle taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşmeyle kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olabilecektir.
İş Kanunu’nda rekabet yasağı sözleşmesine ilişin bir düzenleme olmaması sebebiyle rekabet yasağı sözleşmesine 6098 sayılı BK m. 444-447 hükümleri uygulanır.
B.K. 444. maddesi işçi işveren arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin geçerlilik şartını yazılı şekle tabi tutmuştur. Bunun aksi bir durumda işçi ve işveren arasında bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olduğunu söylemek mümkün olmayacaktır.
BK m.444/1 e göre “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmektenkaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” Anlaşılacağı üzere rekabet yasağı sözleşmesinin konusu, işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra, kendi adına işvereni ile rekabet edecek bir iş yapmaması, rakip bir kuruşta çalışmaması , rakip bir kuruluşa ortak olmaması ve ortaklıktan başka bir sıfatla dahi rakip bir kuruluşla ilgisinin olmamasıdır.
Bu nedenle özellikle farklı teknoloji,tasarım, geniş nitelikli Ar-Ge çalışmaları yapan firmalar başta olmak üzere firmaların gerekli gördükleri konumda ki çalışanlarıyla ayrıca rekabet etmeme yasağı sözleşmesi yapmaları son derece
faydalı olacaktır.
0 Comments